Omo Vadisi kabileleri hakkında ilk yazımda uzunca bahsetmiştim. Bu yazı ilk yazının devamı niteliğinde ve Key Afer Marketi, Dorze Kabilesi gezimi kapsıyor.

Omo Vadisi’nin güneyinden kuzeyine doğru Omo Vadisi Kabileleri arasında en modern olan Dorze Kabilesinin yaşadığı topraklara doğru gidiyoruz ama yolun üstünde ilk olarak Key Afer marketine uğrayacağız ve akşam da Arba Minch’e konakladığımız brokoli ormanlarıyla-hala ne ormanı olduğunu öğrenemedim-çevrili otelimizde konaklayacağız. Sabah da Dorze Kabilesi’nin olduğu dağlara doğru yola çıkacağız.

Omo Vadisi Kabileleri

Dassanach Kabilesi’nin olduğu güney topraklarından ayrıldıktan uzunca bir süre sonra Key Afer kasabasına ulaşıyoruz. Key Afer Marketi de bu kasabada. Ben birkaç satıcının olduğu küçük bir pazar yeri hayal ederken hayatımda gördüğüm en ilginç yerlerden bir tanesi ile karşılaşıyorum.

key afer marketi omo vadisi kabileleri,, omo vadisi
Omo Vadisi Kabileleri
key afer marketi, fatih koparan
Omo Vadisi, Etiyopya

Tabelada Amharca (Etiyopya’da kullanılan dil, kendine özel bir alfabesi var.) South Nationalities & Peoples Regional State South Omo Zone Benna, Tsemas, Wareda Pastoral Devit Office yazıyor. Market yerine girer girmez kulaklarım ağzıma varıyor. Düşman kabileler hariç -Dassanachlar ve Mursiler- neredeyse tüm Omo Vadisi kabileleri ürünlerini takas etmeye ya da satmaya Key Afer Marketi’ne gelmişler.

Görüntünün ne kadar büyüleyici olduğunu sizlere anlatamam! Pazar yeri o kadar sıradışı, rengarenk ve bizim gerçekliğimizden uzak ki sanki başka bir gezegendeymiş gibi hissediyorum. Genelde saçlarından tanıdığım Hamar Kabilesi üyeleri ve Bannalar var burada. Arada Konso ve Tsemay, Arbore kabilesi üyelerini de görüyorum. İnsanlar ekinlerini getirmişler. Sebzeler, meyveler, hububat ürünleri, keçi, tavuk, battaniye, küçük hediyelik eşyalar, ayakkabılar, boncuktan takıları, tapındıkları tanrıların heykelcikleri gibi bilumum ürünleri satıyorlar.

Key Afer Marketi

Pazar yerinin el ilginç insanları ise Tsemaylar. Kollarına, bacaklarına taktıkları renkli takılar haricinde rengarenk güneş gözlükleri ve tokalar (erkekler dahil) takıyorlar. Plastik Çin malı bu tokaları muhtemelen oraya yol ya da baraj çalışmasına gelmiş Çinliler getirmiş ve Tsemaylar bu ürünleri benimseyip kabilelerinin sembolü haline getirmişler.

tsemay kabilesi, tsemay, omo vadisi, etiyopya
Tsemay savaşçıları ve pembiş tokaları
kef afer pazarı, etiyopya
Key Afer Marketi
key afer, etiyopya
Key Afer’de keçisini dolaştıran bir savaşçı

Kısa bir süre market yerinde dolaştıktan sonra rehberimiz yemek yemeye gideceğimizi söylüyor ama benim pazar yerinden ayrılmaya niyetim yok. Hemen çamura yatıyorum “Siz gidin birkaç saat sonra beni buradan alırsınız.” diyorum. Amerikalı arkadaşların pek ilgisini çekmiyor pazar yeri. Rehbere njera ekmeği arasına omlet yaptır ben arabada yerim diyorum. Belki bir daha hiçbir zaman göremeyeceğim bir yerdeyim ve git gel yemekle vakit kaybetmek istemiyorum. Amerikalılar da pazar yerindeki yemeklerden yemeyeceği için orta yolu buluyoruz bir şekilde.

Yanımdakileri yolladıktan sonra özgürüm. Afrika toprağı ve binlerce yıldır bu topraklarda yaşayan Omo Vadisi kabileleri ve ben hep beraberiz. Başlıyorum pazar yerinde bir hayalet gibi dolaşmaya. Kah bir ağacın arkasından kah bir tepeye oturup rahatsız etmeden Omo Vadisi’ndeki bu insanların hayatlarının akışına şahit oluyorum.

Uzun süreden beri birbirini görmemiş iki kadından biri diğerinin hamile olduğu görünce şaşırıyor, pirinç satan kadının çocuğu pirinç çuvallarının üzerinde oynuyor, Hamarlardan bir genç kadın gizli bir yerde kazandığı paraları sayıyor, fotoğraflarını çekiyorum diye Banna savaşçıları ters ters bana bakıyorlar, daha minicik bir kız çocuğu kendinden biraz daha küçük erkek kardeşine göz kulak oluyor.

key afer, etiyopya
Omo Vadisi Kabileleri
etiyopyalı çocuk
Etiyopyalı çocuk
etiyopya gezisi
Omo Vadisi – Etiyopya
etiyopya seyahati
Etiyopya gezi notları

Etiyopya Gezi Notları

Her yer çocuk. Etiyopyalılar yememiş içmemiş çocuk yapmış. Etiyopya bildiğiniz üzere dünyanın en fakir ülkelerinden bir tanesi. Her çocuğun bir tane tişörtü var. Yırtılana kadar onu giyiyorlar. Genelde Etiyopya futbol takımı tişörtü var üzerlerinde ve hep kirli hep yıpranmış. Pazar yerinde dolaşırken bir süre sonra çocuklar fark ediyor ve yine fareli köyün kavalcısı oluyorum.

etiyopyalı çocuklar, omo vadisi
Etiyopyalı çocuklar hep peşimde 🙂  – Etiyopyalılar çok sıcakkanlı ve kibar insanlar

Çok zayıf bir çocuk var. Yaşını çıkaramıyorum çünkü Etiyopyalı çocuklar kısa boylu ve çok zayıflar. 3 yaşında da olabilir 5 yaşında da. Ufaklık inatla peşimi bırakmıyor. Dikkatimi dağıtan o kadar şey var ki bu çocuk pek de dikkatimi çekmiyor. Sıcaktan ve yorgunluktan bir tepeye oturup dinleniyorum ve bir süre sonra ayağa kalktığımda yanı başımda oturan çocuk toz olan şortumu elleriyle temizlemeye başlıyor. Pek bu konulardan bahsetmeyi sevmiyorum ama beynimden vurulmuşa dönüyorum. Çocuğu inceliyorum, bacakları yara içinde ve tedavi edilmemiş, üzerindeki elbiseler eskimiş hatta çürümüş, dökülüyor. Daha yeni hayata atılmış bir bebek ve ne yazık ki benim elbiselerimi temizlemeyi görev biliyor. Hiç konuşmuyor sadece masum masum çekingen bir şekilde bakıyor. Öyle bir an ki dünya yıkılsın istiyorsunuz.

Gezinin kalan kısmında ismini öğrenemediğim yeni dostumla takılmaya devam ediyoruz. Beni etrafta gezdiriyor. Bambulardan yapılmış bir yerden sesler geliyor, girip bakıyoruz içeride insanlar içiyor, eğleniyor. İrlanda’daki herhangi bir bar gibi ortam var.  İçkiler havada uçuşuyor. Su kabağından yapılmış kadehlerde çamur renginde bir içki içiyorlar. Barcı kadın ikram ediyor  her boku denerim ama bunu denemeye cesaret edemiyorum. Fazla rahatsız etmeden dışarı çıkıyoruz ve vakit geliyor çatıyor. Bakıyorum rehber beni arıyor. Ufak dostuma veda edip arabamıza geri dönüyorum. Omletli njera (Teff buğdayından yapılan Etiyopya ekmeği) soğuk ama yorgun yorgun güzel gidiyor.

etiyopya
Etiyopya’da her yerde keçiler var – Omo Vadisi Kabileleri

Key Afer Marketi’ni üzüle üzüle geride bırakıp artık geldiğimiz noktaya geri dönmeye başlıyoruz ama ilk olarak jipimizle yüksek dağlara çıkıp ormanların içinde serinlik içinde yaşayan Dorze Köyünü ziyaret edeceğiz.

etiyopya yolları
Etiyopya’da yollar arabalardan daha çok keçi ve inek sürülerinin işgali altında

Dorze Kabilesi

Sallana sallana bilinmeyenin içinde yaptığımız uzunca bir yolculuktan sonra küçük bir patikaya sapıyoruz. Patikanın girişinde ismi Ho Ho olan Rastafaryan bir genç bize rehberlik yapmak için arabamıza biniyor. Biraz ileride bir ev ve bir şeyleri bekleyen kalabalık bir grup var. Şoförümüz yorgun ve yanında ben oturuyorum. Çok hızlı gitmiyoruz ama çok da yavaş gitmiyoruz. Belirteyim Etiyopya’da özellikle Omo Vadisi’nde neredeyse hiç araç yok. Pek yola benzemeyen yollar var ama neredeyse hiç araç yok. Arada sırada geçen askeri araçlar var ve ayda yılda bir ziyaret eden turist araçları. Genelde insanlar yolları keçi sürülerini otlatmaya götürmek için kullanıyorlar ve Etiyopya çocuk cenneti. Her yerden çocuk fırlıyor. Şoför bir an dalıyor ve görmüyor. Ben kalabalığa bakarken bir çocuk arabanın altına doğru koşuyor  ve şoför görmüyor…

Hayatımda yaşadığım en korkunç anı yaşıyorum. PAT diye ses çıkıyor ve çocuk arabanın altında kalıyor. Ben çocuğu gördüğüm an bağırıyor ve şoför panikle frene basıyor ama çocuk arabanın altına giriyor. O birkaç saniyeyi beynimden silmem hiçbir zaman mümkün olmayacak. O kadar sert bir çarpma sesi geliyor ki çocuğun öldüğünden eminim. Donup kalıyorum ve o birkaç saniye sanki 1000 yılmış gibi geliyor.

Sesi duyan kalabalıktan birkaç kişi çocuğu arabanın altından çekip alıyor. Bakıyorum çocuk canlı ve kafası kanıyor ama bir anda kıyamet kopuyor. Öyle bir kıyamet ki anlatamam. Çığlık çığlığa herkes. Arabamızdaki onların dilini de bilen Rastafari rehber iniyor. Sonra şoför iniyor. Şoföre saldırıyorlar. Amerikalılar da çocuğa yardım etmek istiyor ama bizim yani beyazların dışarı çıkması olayları daha karıştıracağı için kapıları kilitliyoruz ve şoförün ve rehberin linç edilmemesini umuyoruz. Hindistan’daki trafik geleneği aklıma geliyor. Hindistan’da trafik cezalarını halk kesiyor ve bu trafik kazasının büyüklüğüne göre linç sonucu ölümle bile sonuçlanabiliyor.

Kaos

Çocuk insanların ellerinde havada yükseliyor. Bir elden diğer ele. Hayatımda şahit olmadığım bir saçmalık yaşanıyor. Herkes delirmiş gibi çığlıklar atıyor ama bir şey yapmıyorlar. Sonra daha yüksek çığlıklarla sonradan çocuğun annesi olduğunu öğrendiğim bir kadın geliyor ve çocuğu alıyor. Annesi gelince daha da karışıyor ortalık. Dışarı çıkıp “ne yapıyorsunuz geri zekalılar, kendinize gelin.” demek istiyorum ama ne dillerini biliyorum ne de ne yapmaya çalıştıklarını. Bizim Rastafari rehber çocuğu bir anda kapıyor ve bizim arabaya atlıyor. Rehber de ellerinden sıyrılıp arabaya biniyor ve çocuğu hastaneye doğru götürüyoruz.

Garibim çocuk şok halinde kafası yarılmış hiç ağlamıyor. Doğruyu söylemek gerekirse çocuk şok halinde ama biz ondan çok daha şok halindeyiz. 20-30 dakika sonra bir hastanenin (hastane demeye bin şahit ister) önünde duruyoruz. Bize arabadan inmememizi söylüyor. Bir süre sonra çocuğun annesi de geliyor. Ben sıkılıp arabadan iniyorum ve hastanenin olduğu bu gerçekten çok fakir köyde dolaşıyorum.

omo vadisi
Hastanenin olduğu köydeki meraklı çocuklar

Tabii beni görünce köyün tüm çocukları o muhteşem haberleşme sistemleriyle etrafımı sarıyor. Onlarla biraz oynadıktan sonra arabaya dönüyorum. Bizim ufaklık kurumuş gözyaşları, kafasındaki dikişler ve kan izleriyle dışarı çıkıyor. Annesi gülümsüyor çocuğu kurtulduğu için. Biz de rahat bir nefes alıyoruz çünkü avuç kadar çocuğa kocaman range rover jipin çarpmasıyla çok daha feci şeyler yaşanabilirdi. Çocukta çarpışmanın şiddetiyle travma oluşabileceğini, beyin kanaması geçirmiş olabileceğini, hastanede bir süre daha kalmasının daha iyi olacağını söylüyoruz ama kimse dinlemiyor. Biz de yolumuza devam ediyoruz.

Yılan gibi kıvrılan yollardan orman manzarası eşliğinde yükseklere doğru çıkıyoruz. Nemli ve sıcak hava bitiyor Avrupa yazı gibi serin ve temiz bir havaya kavuşuyoruz. Artık Dorze köyündeyiz. Köy tertemiz, elektrik direkleri bile var bu köyde. Aşağıdaki kabilelerden farklı yaşıyor bu insanlar.

dorze kabilesi
Dorze köyü
dorze kabilesi, etiyopya
Dorze Kabilesi köyü – Etiyopya gezisi

Sahte Muz

Rastafari rehberimiz …. bizi bir eve getiriyor.  Evin önünde başlıyor anlatmaya. Ev false banana (sahte muz) dedikleri bir bitkinin yapraklarından yapılmış.  Gerçekten de aynı muz ağacına benziyor ama muz değil. Bu arada Etiyopyalılar da bizim gibi “muz” diyorlar. Muhtemelen Arapçadan geçmiş Amharcaya ya da tam tersi. Merak edenler için bitkinin diğer isimleri de Etiyopya muzu, Habeş muzu, enset ya da ensete. 

sahte muz bitkisi, ensete
Sahte muz yapraklarından yapılmış fil şeklinde ev
dorze kabilesi, sahte muz, tej
Tipik Dorze köyü – Omo Vadisi Kabileleri

Sahte muz yapraklarından yapılmış evi inceliyoruz. Ev yaklaşık 30-40 yıllık. İlginç bir ayrıntı veriyor rehberimiz. Ev ilk yapıldığında 15 metre civarındaymış. Şimdi belki 4-5 metre. Dorzelerin bir derdi var o da termitler. Termitler karınca gibi bir böcek türü. Termitler Dorzelerin yaptıkları evleri alttan yiyerek küçültüyorlarmış. Her sene birkaç santimetre iniyormuş evler. Buna önlem olarak da evleri çok yüksek yapmaya başlamışlar. Evlerin diğer ilginç özelliği fil şeklinde yapılmış olmaları. Kısa zamana kadar bu bölgede filler varmış ama şu anda ne yazık ki soyları tükenmiş. İleri de kurutulan leopar derileri görüyoruz. O kadar çok leopar avlamışlar ki eminim birkaç yıla bu dağlardaki leoparların nesli de tehlikeye girecek.

leopar avcılığı, dorzeler
Avladıkları leoparların postu

Coğrafya Kaderdir

Sahte muz Dorze Kabilesi’nın hayatında o kadar önemli bir yer kaplıyor ki ekmeklerini, evlerini, bahçe çitlerini bile bu bitkiden yapıyorlar.  Ekmek yapmak için ağaç dalını sürterek granül hale getiriyorlar. Granül hale gelmiş parçacıkları uzunca bir süre toprağa gömerek mayalanmasını sağlıyorlar. Mayalama işlemi haftalarca sürüyor. Daha sonra topraktan çıkardıkları mayalanmış sahte muz ağacı unundan yapılmış hamuru su ve bir miktar yağla bu sefer taze sahte muz yaprakları arasında pişiriyorlar. Hububat yetiştirmeye elverişli geniş arazileri olmadığı için bu insanlar ekmeklerini taştan olmasa da ağaçtan, ağaç rendeleyerek çıkarıyorlar. İbn-i Haldun’un “Coğrafya kaderdir.” sözü burada bir defa daha kanıtlanmış oluyor.

sahte muz, ensete
Sahte muzda ağacından un üretimi
sahte muz, dorze kabilesi
Sahte muz Dorze Kabilesi’nin hayatında büyük rol oynuyor

Avcılık, arıcılık dışında Dorze Kabilesi dağların aşağısındaki Omo Vadisi kabileleri gibi çıplak dolaşmıyor. Ee coğrafya kaderdir dedik ya işte onlar da soğuk dağlarda yün, pamuk üretip eğirmeyi sonra da elbise yapmayı öğrenmişler. Bir kadın görüyoruz gülümseyerek bize nasıl pamuk eğirdiğini gösteriyor. Bir süre izledikten sonra Rastafari rehberimiz bize küçük bir sürpriz yapıyor. Tabaklarda bal geliyor, orada pişirdiğimiz sahte muz ekmeği ile bal yiyoruz ve Dorzelerin yerel bi içkisini içiyoruz. İçerken YO YO diye bağırmamız gerekiyormuş. Bağırıyoruz da içki çok sert. Masadaki balı gören arılar geliyor ve artık oturmak mümkün olmuyor. Arılar sokmaya başlayınca kaçıyoruz.

dorze kabilesi, keçi yünü
Keçi yünü eğiren Dorze Kabilesi’nden kadın – Omo Vadisi Kabileleri
dorze kabilesi, arıcılık, sahte muz ekmeği
Sahte muz ekmeği ve Dorze balı

Bal Şarabı

“Rehberi Rastafari olanın burnu boktan çıkmazmış.” derler Etiyopya’da. Tamam, tamam ben uydurdum bunu. Rehberimize içtiği içki yetmemiş ki “gelin sizi turistleri götürmediğim bir yere götüreceğim.” diyor. Bir süre sonra karanlık, izbe bir bara giriyoruz. Tünel gibi bir yerden geçtikten sonra tek bir camın olduğu karanlık bir odaya giriyoruz. Odada Dorze Kabilesinden insanlar (sadece erkekler) var ve sarı bir şeyler içiyorlar. TEJ! diyor, bal şarabı! Dorzeler sahte muz ağacından ekmek yapmış adamlar, baldan şarap mı yapamayacaklar. Başlıyoruz içmeye. Tabii bal şarabı bal gibi tatlı ama fark etmeden hepimiz sarhoş oluyoruz. Bardakilerin dilini bilmesek de 1,2 saat koyu bir sohbet ediyoruz. 1, 2 bardak daha içsek Çince bile konuşacak kıvamdayız.

bal şarabı, tej, etiyopya
Bal şarabı barı, Dorze Köyü – Etiyopya
dorze kabilesi, omo vadisi etiyopya
Amerikalı arkadaşlar, şoförümüz ve Dorze köyündeki rehberimiz

Her güzel şeyin bittiği gibi güzel insanlar Omo Vadisi Kabileleri ve Dorze Kabilesi ile olan birlikteliğimiz de sona eriyor ve dağlardan aşağılara doğru geri dönüyoruz. Küçük çocuğa çarptığımız yol ayrımına gelince Amerikalı dostlarım arabadan iniyorlar. Onların gezisi sona eriyor. Benimkinin yarısı uzunluğunda bir tur almalarına rağmen benim 4 katım para ödemiş Amerikalılar. Tabii ki “ben de aynı fiyata geziyorum” diyorum çünkü tatillerini berbat etmek istemem. Sonuçta o parayı hiçbir şekilde geri almaları mümkün değil.  Gitmelerine üzülüyorum çünkü hem çok iyi bir yol arkadaşı oldular hem de gurme oldukları için Etiyopya mutfağı hakkında birçok şey öğrettiler bana.

njera ekmeği, etiyopya mutfağı
Njera ekmeği ve Etiyopya yemekleri

Onlar havalimanına ben de Rastafarilerin Başkenti Shashamene’ye oradan Awassa Gölü’ne oradan da Addis Ababa yolu üzerindeki antik bir mezarlığa gideceğim. Addis’ten de kuzeye, Gondar, Lalibela ve Danakil Çöküntüsü’ne. Tüm Omo Vadisi Kabileleri  kolayca ulaşılabilir coğrafyalarda yaşamıyorlar o sebeple hepsine ulaşamıyoruz. Rehberden bir dahaki sefer için söz alıyorum. ATV’ler ile gideceğiz.  Etiyopya’da görülecek o kadar şey var ki 1 ay yetmeyecek gibi.

Omo Vadisi Kabileleri hakkındaki ilk yazımı buradan okuyabilirsiniz.

 

4 Yorum

  1. Degerli kardesim,sabah keyifle okudum seyahatnameni.Resimler cok guzel,yazi aciklamali ve guzelce arastirilmis.Kritik etmek haddime dusmez ama cok cok guzel gezi gozlem ve anilari.Paylastigin icin tesekkur ediyorum.Dr.Dt.Suat Erce

  2. Cok detaylı anlatilmis, bol resimle sıkılmadan okunan bilgilendirici, keyifli bir yazi, emeginiz icin cok tebrikler, tesekkurler..

Yorum Bırakın