Moda editörü Murat Okur, bu hafta bloğumun konuğu oldu. Seyahat dünyasından moda dünyasına küçük bir gezinti ile Murat Okur’un gözünden, okuduğunuzda ufkunuzu ikiye katlayacak harika bir yazı.
Bayılırım tutkulu insanlara… Küçük yaşlardan itibaren gerek içinde yetiştiğim aile, gerekse içgüdüsel beğenilerim beni hep, kadın odaklı estetik mefhumuna yakın tuttu. Bu yakınlığın obsesif bir şekilde bağlı olduğum işime dönüşmesi de hayattaki jokerim oldu.
Farklı alanlar olsa da, aynı tutkuyu seyahat ve keşfetme arzusu üzerinden yaşam şekline dönüştüren Fatih’i de twitter’dan keşfedip, blogunun müdavimi oldum. Şimdi de buradan kendi konfor alanım olan modayla ilgili, seyahat tutkunlarına akredite iki kelam etme fırsatı yakalayınca, çıstak çıstak sahnede yerimi aldım.
Murat Okur Yazdı
Efenim moda dediğimiz, kitlelerce kabul görürlüğü onaylanmış ortak beğeniler, aslında bir yanılsamadır. Zira tasarımcılar tarafından hazırlanan koleksiyonların, moda showlarıyla tanıtılıp, celebrityler ve çeşitli reklam dinamikleriyle halka sunulması, modayı yaratmaz. Moda olma halini, bu sunulanları beğenip kullanan kitleler yaratır. Dolayısıyla ‘Bu modadır! Aha da bu popüler ben de yapçam! Bu etek boyunu kesmiş!’ koca koca palavra cümleleridir. Zaten sektörün her on yılda bir öğütlediği stil çizgileri artık yerle yeksan olmuş, kişisel stil sahibi olmak geçer akçe olmuştur.
Konuya böyle bakınca, Gigi Hadid’in üzerinde iyi duran yüksek bel jeani giymeyip, sizin poponuza uygun kalıpta olanı tercih ederseniz siz kazanırsınız. ARKADAŞLAR KADIN SUPERMODEL! Gerçi bu şekilde gaza gelip,olmadık parçaları kullananlar illa halktan insanlar değil. Mesela bu!( Bu kadını görünce istemsizce yüzümü ekşitiyorum.
Stil danışmanlığını yaptığım Deniz Akkaya ile geçenlerde yaptığımız çekimde, günlük şehirli şıklık içinde bir celebritynin görsel günlüğü concepti hazırlıyorduk…. Ama Deniz Akkaya bir topmodeldir diye, Victoria’s Secret kanatlarıyla gezmedi tabi… Bilakis glamour hava yaratacak bir dore trenchcoat ve günlük gardrobundan basic tshirt, yırtık denim ve sneakers giydi… Kayıt! dedik. Tamam örnek çok insansı olmayabilir ama siz de kendi hayatınızın starı olarak, kişisel markanızı kombinlerinizle yansıtabilirsiniz.
Ne giydiğinizden çok, nerede ne giydiğiniz önemli olduğu için seyahatlerde de rahatlıktan ödün vermeyen tercihleriniz olmalıdır. İlla Fatih gibi Atakama Çölü vari seyahatler şart değil, yaşadığınız şehrin turistik yerlerine gittiğinizde de tarzınızı konuşturabilirsiniz. Denim dediğimiz (bildiğin kot) kışın soğuk, yazın sıcak tutan kumaşla seyahat çok mantıklı değildir mesela. Mevsim, lokasyon ve seyahat rotanıza göre insan evladı gibi giyinin! Müzeye taşlı/ topuklu sandalet, full makyaj ve rugan bir Dior çantayla gittiniz… İyi halt ettiniz! Köy kahvesine düşmüş dansöz gibi oldunuz benden söylemesi:)
Şizofrensiniz!
Son olarak ‘AY NE ORIJINAAAAĞL’cilere çemkirmek istiyorum HAYIR! Orijnal falan değil o rengarenk fes/ yelek/ şalvar/ şal… ÇIKAR ONU! Ya pardon da siz şuurusuz musunuz? Gittiğiniz yerde olduğunuzu ispat etmek için maymuna dönmez misiniz? Etnik kültür adı altında 5000 yıl önce uydurulmuş kıyafetin nesi orijinal?! Dönemin şartlarında imkansızlıklardan uydurulmuş abidik gubidik şeyleri giyip de, gezip gördüğünüz yerlerin ruhuna girdiğinize inanıyorsanız; ŞİZOFRENSİNİZ.
O bazı muhteşem görseller de sadece dergi çekimlerinde falan bir şeye benziyor. Normalde öyle gezilmez. Olmaz o öyle! Bu aşağıdaki çekimin moda editörlüğünü ben yapmıştım mesela… O da başka bir kafa. Karıştırılmasın;)
Arkadaşlar kıyafet tercihleriniz kişisel ön yazı mektubunuzdur. İlk izlenim olarak kim olduğunuz, nasıl bir yaşam görgüsüne sahip olduğunuzu anlatır. Kimseye uymak, kimse tarafından onaylanmak, kimseye benzemek zorunda değilsiniz. Bedeninizi iyi tanıyın ve içinde bulunduğunuz fotoğrafın ayrık otu değil, kompozisyonu tamamlayan donesine dönüşün;)
Dümdüz basic parçaları, kendinizi özel hissettirecek aksesuarlarla tamamlayıp, yolda rahat yürüdüğünüz ayakkabılarınız ve kullanışlı çantanızla stilinizi haykırın, seyahatlerinizin tadını çıkarın. Bakın bu bunu giysin demiyorum. Çünkü ben kim köpek? Bedeninizi, bütçenizi, nasıl rahat ettiğinizi en iyi siz bilirsiniz. Bu fikirlerimin hepsi her ne kadar kadınlar için yazılmış gibi görünse de, aynı tavsiyeler erkekler için de geçerli. Less is more be bebeksiler be!
NOT: Fatih’le alışverişe çıkacağız. Sadelik dediysek de, göz kanatan bir uyumsuz sakinliği kastetmedik!
Çok da sevgi dolu biri değilim. O yüzden bir miktar sevgiler… Murat Okur