Anlatacağım olay bir filmden ya da bir romandan alınmadı. 52 yıllık bir aşk hikayesi, İskoçya’dan Norveç‘e uzanan bir mucizenin, gerçek hayatın ta kendisi.
Aşk Hikayesi
Sene 1965… Vietnam savaşı olanca dehşetiyle devam ediyor, Muhammed Ali’nin yumruklarıyla Sony Linston’u salladığı televizyonlardan izleniyor, The Beatles’in müziği plaklardan yayılıyor.
Aynı yıl Malcolm X suikaste uğruyor, Soğuk Savaş son hızıyla devam ediyor… Sovyet Kozmonot Aleksey Leonov ilk defa uzayda yürüyor.
İstanbul’un nüfusu 1,7 milyon, Türkiye’nin nüfusu ise sadece 31 milyon. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel hükümeti kurma görevini taze bir politikacı olan Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel’e veriyor. Artık pek hatırlanmasa da Türkiye, Dünya Daktilo Şampiyonası’nda şampiyon oluyor.
Greenock
Tam 52 yıl önce dünyada ve Türkiye’de bunlar yaşanırken İskoçya‘nın batısındaki küçük Greenock kasabasında başlıyor hikayemiz. 13 yaşında yalnızlıktan ve anlaşılamamaktan şikayetçi Jim, bir şişenin içine ”to whoever finds this bottle please reply to Jim” (bu şişeyi her kim bulursa lütfen Jim’e yazsın) diye bir not koyuyor, adresini de ekliyor. Şişeyi denize bırakıyor. Şişeyi birinin bulup bulamayacağını, bulursa cevap yazıp yazmayacağını bile bilmiyor. Jim kendi hayatına devam ediyor. Bu kez şişenin hikayesi başlıyor. Şişe, Atlas Okyanus’unda birçok insanın geleceğini değiştirecek 1 senelik yolculuğuna başlıyor. Gulf Stream (akıntısı) bir mucizeye doğru akıyor. 1 senenin sonunda Norveç’in batısındaki şirin Vigra adasında 6-7 yaşlarında 2 erkek kardeş sahilde oynarken bir şişe buluyorlar. Heyecanla şişeyi açıyorlar ama nafile, okumaya çalışsalar da anlamıyorlar. Koşarak ablalarına götürüyorlar notu. Ablaları 14 yaşında ve okulda İngilizce eğitimi görmekte. Ablalarına zorla bir cevap mektubu yazdırıyorlar…
Norveç
Norveç’ten İskoçya’ya ulaşan mektup Jim’in eline geçtiğinde çok heyecanlanıyor. Hızlıca cevap veriyor. Bu mektup arkadaşlığı yıllarca devam ediyor. Harfler harfleri, cümleler cümleleri kovaladıkça arkadaşlık da aşka evriliyor. Anny ve Jim birbirlerini hiç görmeden birbirlerine bağlanıyorlar. Bu mektup arkadaşlığı/ aşkı 1972 yılında vücut buluyor. Anny İskoçya’ya gidiyor. Ve bu muhteşem çift ilk kez birbirlerinin yüzünü görüyor. 3 yıl sonra Anny tekrar Jim’in yanına gidiyor.
Onca yıl birbirlerini uzaktan seven bu çift artık ‘yeter’ diyor ve 75 yılının sonunda nişanlanıyorlar, 1 sene sonra da evleniyorlar.
Jim ve Anny tam 41 yıldır evli. İskoçya’nın Paisley şehrinde yaşıyorlar. Anny’nin ailesi hala Vigra Adası’nda yaşıyor. Babası 87 yaşında annesi 88 yaşında. Jim’in 89 yaşındaki babası da hala Greenock’ta yaşıyor, annesi ise 4 sene önce ölmüş.
Atlas Okyanusu’nun kıyısında sessiz sedasız bir şekilde huzur içinde, pek de bilinmeyen rastlantısal bir mucizenin sonucu mutlu hayatlarını sürdüren bu güzel insanlarla birkaç sene önce Marmaris’te tanıştım ve dost oldum. Hala görüştüğüm bu güzel insanların hikayesinin herkes tarafından bilinmesini istedim. Kimbilir belki sizin de kapınızı bir gün bir mucize çalabilir.
Machu Picchu maceram bu yazıda
16 Yorum
Nereye kadar gitse okunacak bir yazı. Böyle hikayelere denk geldikçe okudukça okuyası geliyor insanın. 🙂
Bir hikaye duyarsınız, sizi alır içine çeker. Sıcaktır, inanılasıdır, mutlu biter. Bu hikayenin gerçek olması ise ekstra bir mutluluk verir. Ama bu hikayenin kahramanlarının ete kemiğe bürünüp karşınıza çıkmasının tarifi olamaz. Çok şanslısın Fatih kardeşim. Şahit olmakla ve bunu yazıya dökerek ölmsüzleştirmekle..
(Thathanka)
Hala güzel gülmeleri ve seni bulmaları ♥️
Yazarlık eğitimi almış, yazarak geçinmeye çalışan ve az buçuk bu işten anlayan kişiysem süper yalın ve sürükleyici bir yazı. Keşke aralara bir kaç anı daha serpilsin istedi gönül.
Yazıyı şuan okumakla birlikte hemen 4 adet not yazıp en azgın fırtınalara dayanacak şişelere koyup şile’den denize bırakmaya karar verdim ancak adresimi yazmayacağım adresi bağcılar olan birine herhangi birinin geri dönüş yapacağına inancım yok.
Umudunuzu yitirmeyin 🙂
hiçbir zaman 🙂
hiç belli olmaz o işler 🙂
Ne zaman mucizelere inanmaktan vazgeçsem böyle bir örnek çıkıyor karşıma! Benim mucizeye ihtiyacım yok ama mucizelerin varlığını bilmeye ihtiyacım vardı, teşekkür ederim.
Güvn, bilmiyorum bu yorumu okur Musun , okuyamaz mısın , kalbin o kadar güzel ve o kadar temiz ki . Biz birbirimize çok benziyoruz, dinlediğimiz şarkılar, hayata bakış açımız , Twitter ında ekli değilim . Nerden gördü diyeceksin, ama artık bu kadar bakışma yeter, mesaj at , belki de yeni bir şeyler yanıbaşımızda bizi bekliyordur..
Harika bir hikaye. Benim hikayemde de mucizeler gizli. Bir Türk ve bir Belçikalı çok tesadüfi bir şekilde kendilerini Sırbistan’ın Niş şehrinde buluyorlar ve ilk gün birbirleriyle tanışıp o günden sonra da tüm zorluklara, mesafelere rağmen şartları zorlayıp hiç birbirlerinden koymuyorlar. Son dört yıldır bu böyle. Mucizelere inanın. Hiç beklemediğiniz bir anda kapınızı çalabiliyorlar…
bolivyada bir agacin altinda oturuken agacin icinden bir sesler geldi delikden baktigimda bir vodka sisesinin icinde 10$ ve rusca yazili bir not yaziyordu.ingilizce paranizi almiyorum cunku cimri davranip 10$ koymussunuz yazip kapagini kapatip yerine biraktim
4
hahaha 🙂
Harika bir yazı, yaşanılan olay için ise hiç birşey için imkansız cümlesini kullanmamak gerekiyor diye düşünüyorum.
Şahane, keşke biraz daha anlatsaydınız
röportaj bu kadar sürdü 🙂