Murat Okur bizler için farklı bir açıdan bakan harika bir 19 Mayıs ve Atatürk yazısı yazdı. Ben severek defalarca okudum. Mustafa Kemal Atatürk hakkında yazılmış, okuduğum en güzel yazılardan diyebilirim.
Stildi, modaydı falan çoklarına göre boş iştir. E tamam biz de kuantum fiziği tabanlı demiyoruz. Ama kişinin kendi gerçekliğini yaratması adına, en önemli referans olduğunu inkar eden gözündeki çapağı silsin önce!
Atatürk ve Moda
Düşünsenize aklımıza gelen ikonik her ismin hafızamıza kazınan, stilini hissettiğimiz spesifik bir görseli mutlaka var. Mesela gelmiş geçmiş en stil sahibi erkek; Atatürk! Modern zamanların 60’lı yıllarda kullanabilmeyi akıl ettiği tasarımları 20’lerden itibaren kullanmış bir vizyoner. Dikkatinizi çekerim, bildiğin ülke kurarken stiliyle de tarihe damga vurmuş bir lider. Ülke kurmuş. Ülke diyorum ülke! Yani sizin uzayan mesai saatleri sonrası sabah yetişmeye çalıştığınız mesleklerinizin, giyim kuşam kültürü yaratmaya fırsat bulamadığınıza bahane olması gibi değil.
Osmanlı gibi oryantalist bir imparatorluk sınırlarında hayata gözlerini açmış, uzun yıllarını cephelerde geçirmiş bir adam. Ama yüzü alabildiğine “DÜNYAYA” dönük. Hani öyle batı güzellemesi kompleksiniz varsa diye diyorum… O bir dünya insanı! Zamansız stili ve yaşam görgüsüyle hiç yaşlanmayan bir öngörü abidesi.
Herkes hayattaki ilgi ve uzmanlık alanı ne olursa olsun Atatürk’e hayran olabilecek bir değer bulabilir. Çünkü evrensel bilim kuramlarından, tarihe, yaşam kültürü ve dini bakış açısından ( evet dini de! ), modaya kadar pek çok açıdan kompedan düzeyi bilgi sahibi bir liderden bahsediyoruz. Tevekkeli lider değil… Her zaman öyle olmasa da, lider olmak böyle komplike bir vizyon gerektirir.
Murat Okur Yazdı
Ben kendi uzmanlık alanım gereği yazdığı kitaplardan, politik ve askeri dehasından bahsetmeyeceğim. Ama günümüzün göz kanatan kılık kıyafetlerine bakıp, pis pis güler gibi seçtiği kendi tarzından bahsetmek isterim.
Herkesin bildiği gibi çoğu kıyafetini kendi çizen, hatta Chanel’e TSK formalarını tasarlatan bir şıklık. Bir ulusa armağan edilen özgürlüğü tasarlayan beynin, seçkin bakış açısı ve hayatın her alanını güzelleştiren vizyonu… Paris’teki terzisinde bedenine göre bir manken bulunan, Deporant mağazasından hazır olan kıyafetleri satın alınan bir stil duayeni! Renk tercihleri doygun ana tonlardan oluşuyor, şapka, pelerin gibi aksesuarları özenle kullanabiliyordu. Bakın “kullanabiliyor”! Bu çok önemli! Kendinizi tanımanız ve seçtiğiniz parçaları, garip durmayacak bir albeniyle taşımanız. Olay bu! Satın almak, tasarlamak veya tasarlatmak değil. Taşımak!
Atatürk’ün stilini size burada uzun uzadıya anlatasım yok… Küçük bir internet araştırmasından, daha detaylı kritiklere ulaşabilirsiniz. Araştırın! Stil sahibi olmanın önemli bir kısmı da bu detaycılık. Keşfetmenin şehveti ve uyarlayabilme cüreti!
Asla hiçbirimiz Atatürk seçkinliğinde bir stile sahip olamayız. Dediğim gibi bu bir bütün. Okuduğunuz kitaptan, izlediğiniz filme, dinlediğiniz müziğe, yolda yürürken adımınızı atış şeklinize (evet ne var bunlar da sizi siz yapan durumlar) hepsi o giydiklerinizi şekillendiriyor. Ütüsüne dikkat eden, taktığı şapka yaşam şekline göre form değiştiren, gömleğinin koluna adının baş harfleri işlenen bir uluslararası lideri örnek alın ve garip garip gezmeyin. Siz o değilsiniz. Siz neyseniz O’sunuz. Kendinizi keşfedin. Bakın Fatih insanı dünyayı keşfediyor, siz bi kendinizi mi keşfedemeyeceksiniz?
Çok sevgi dolu biri değilim. O yüzden bir miktar sevgiler.
Murat Okur
2 Yorum
Chanele tsk formalarını tasarlattığını ilk defa duyuyorum. Hayranlık uyandıracak bir yön daha…
ben de ilk defa duydum 🙂