Gezgin Duygu Can, Sri Lanka gezi notlarından yola çıkarak bizler için ibret alınacak bir yazı yazmış. 🙂
Sri Lanka’ya gidiş tarihlerimizi kesinleştirdikten sonra, her akıllı insanın yapacağı gibi ülkedeki etkinliklere göz attık. Kandy’de 10 gün sürecek olan Kandy Esala Perahera Festivali’ne denk geliyormuşuz. Bilindiği kadarıyla MÖ 3. yüzyılda yağmur duası maksadıyla yapılan festival, MS 4. yüzyılda Buda’nın dişinin ülkeye girişiyle Buda’nın Diş Emaneti Şenlikleri’ne dönüşmüş. Zaten yağmur duası yapılacak bir durum da yok, şarıl şarıl indi kafamıza gezi boyunca. Bu emanet Kandy’de bulunan Diş Tapınağı’nda bulunuyor ve gidip görebiliyorsunuz.
Sri Lankalılar için çok önemli bir tören bu, haliyle gelip izlemek isteyen turist de çok oluyor. Biz de başka hiçbir yere rezervasyon yaptırmadığımız halde, Kandy’de bir oda ayarlayalım dedik. Ben puanı 10 üstünden 9 olan muhteşem bir yer buldum. Şehre 15 dakika uzaklıkta, yeşiller içinde, huzurlu, çiçekli mis gibi bir pansiyon… Yalnız bir şeye bakmayı unutmuşum, puan verenlerin sayısına (1).
Sri Lanka Gezi Notları
Garda tuk-tuklara (3 tekerlekli taksi) adresi gösterip sorduk hav maç diye. “Bilmiyoruz” dediler, birbirlerine baktılar, bir sürü bıdı bıdı konuştular. Arkadaşıma “Hazır ol, bizi kazıklayacaklar.” dedim. Sonunda gideceğimiz pansiyonu aradılar ve bize bir saatlik tuk-tuk fiyatı verdiler. “Yok artık siz bizi ne sanıyorsunuz?” diye dayılandım ben. Pazarlıklar, kavgalar, gürültüler… Sonunda fiyatı indirdik. Bindik gidiyoruz, git babam git, medeniyet bitti, dağları tepeleri aştık. Sessizce manzaraya bakmakta olan arkadaşıma dönüp “Google Maps’te böyle gözükmüyordu…” diye kendimi savundum. O da güldü işte ne yapsın, başka bir seçenek beni oracıkta boğmak olabilir. Pazarlık yaptığımız için de ayrıca utanç içindeyiz. “Gece biz buraya nasıl döneceğiz? Kesin kesecekler, böbrekler gitti.” diye sesli düşünmem de ortamı biraz germiş olabilir.
Sonunda mekâna ulaştık. Turist dolu bir minibüs park etmiş pansiyonun girişinde. Çoğu inmemiş bile, diğerleri de şaşkın ördekler gibi dolanıyorlar. Karışık bir durum olduğu belli. İçeri baktık, her tarafta donlar atletler asılı. Şaşkın ördeklerden biri “Burası doluymuş” dedi. Nasıl olur diye bağırarak bahçeye daldık ki pansiyonun erkekleri de yan yana dizilmiş bize doğru ilerlemekte. Kılıcımızı çekmeye hazır ağır adamlarla meydan savaşına doğru giderken “Ne bu rezalet!” diye haykırıp attım kendimi ortaya. “Burayı 2 aylığına biz tuttuk.” dedi adamlardan biri sakin sakin ve arkadan minik minik çocuklar belirdi. Biz de hükmen mağlup sayılarak düşman topraklarını terk ettik. Hemen pansiyon sahibini aradık, adam da “Bizim iki evimiz var, siz çok yanlış gelmişsiniz, gelip sizi alalım.” dedi. “Eyvallah!” diyerek beklemeye başladık. Bekle babam bekle, gelen giden yok.
Sri Lanka Gezi
Bir yandan da gelmediğine sevindim çünkü böbreklerimiz için endişeliydim. “Haydi” dedik, “Yola çıkalım, bizi şehre geri götürecek birini buluruz, sonra da internetten bir oda kovalarız.” Şansımıza bizim gibi kerizleri arayan bir tuk-tukla, bu sefer pazarlık etmeden, boynumuz bükük şehre döndük ve nehir kıyısında, penceresi olmayan, nem içinde bir odaya dünya kadar para vererek yerleştik. Tam yanında da böbrek nakil hastanesi varmış, oh mis.
Kandy çok güzel şehir. Yalnız biz muson dönemi gittiğimiz ve ben Dubai’den Bedevi kılığımla geldiğim için devamlı donuma kadar ıslak dolaştım ve sonunda şöyle bir tasarımla olayı çözdüm:
Kesfetmek.com’un favori stil danışmanı Murat Okur umarım bu kıyafetimi değerlendirir.
Kandy’de Budist tapınağı, Hindu tapınağı, cami, kilise falan hepsi bir arada. Bizim “Dinlerin kesiştiği İstanbul” reklamlarından daha renkli bir reklam filmi çekilebilir burada. Bir de çok güzel pastaneleri var. O hamur işleri şimdi burada olsa da yesek. Gerçi istediğimiz gibi kahve yine bulamadık. Bu ülke tam bir kahve düşmanı çünkü, gübrenin Sri Lankacası kahve bence, orada bir karışıklık olmuş. Çay memleketi diyeceksiniz, elbette, ama tuhaftır, güzel bir çay da içmedim.
Neyse efendim, meşhur Diş Tapınağı’nı halkla tavaf ettikten sonra, minnacık, özelliksiz, mütevazi bir Budist tapınağını girdik.
Diş Tapınağı
Çünkü turist değiliz, gezginiz. Bizi buyur edip ofis gibi bir yere soktular. Budist Rahip, Dalai Lama’yla beraber çekilmiş fotoğraflarını gösterdi. O anda bizden para isteyeceklerini anladık, o kadar da keriz değiliz!!! Rahip Bey “Oturun lütfen.” dedi, oturduk. İpten bilekliler çıktı meydana (Bunlar çıkınca mutlaka bir miktar bayılıyorsunuz) ve başladı bizi kutsamaya, kutsuyor da kutsuyor. Bana bir gülme krizi geldi, engel olamıyorum. Adam kutsuyor, ben kahkaha atamadığım için boğulacak gibiyim, sağıma soluma kramplar giriyor. Arada garip “pfff” şeklinde seslerin çıkmasına engel olamıyor, sonra daha da çok gülüyorum. İnançlara saygım sonsuz tabii de istemsiz bu, sanırım yolunma öncesi sinir bozukluğu oldu.
10 dakika süren kutsama bittiğinde, gülmekten kaynaklanan suçluluk hissiyle böbreğimi isteseler “Buyurun…” diyecek kıvamdaydım. Arkadaşıma “Ne kadar vereceğiz şimdi bunlara?” diye sormamla elimize bir defter tutuşturmaları bir oldu. Anı defteri gibi, masum. Duygu ve düşüncelerimizi belirtip altına da ne kadar bağış yapacağımızı ekleyecekmişiz. Adam hemen önceki sayfaları gösterdi. Herkes aynı bağışı yapmış. Sanırım 20 dolar civarıydı. Biz de kendimizi mecbur hissedip 20 dolar yazdık. Arkadaşım yazdı yani. İkimiz adına. Sonra adam “Yoo Yoo!” diyerek defteri bana uzatmaz mı? “Paramız yok…” diyerek çıkmadık oradan, evet, boynumu büküp ben de 20 dolares yazdım. Paraları döküldük. Rahip Bey “Durun, fillere bakın.” dedi. Biz koşar adım uzaklaştık.
Gelelim fillere ve Esala Perahera Festivali’ne. Esala Perahera ateş ve dans gösterileri eşliğinde geçit törenleriyle 10 gün sürüyor.
Sri Lanka Gezi Notları
Bütün ülkeden filler geliyormuş bu seremoni için. Sözüm ona artık fil evcilleştirmek yasakmış, ancak Pinnawala Fil Yetimhanesi’nde bulunanlar tapınaklara hediye edilebiliyormuş deniyor. Bir filin bu seremonide bulunması sahibi için çok büyük bir onurmuş. En büyük fil de üstünde Diş Emaneti’ni taşıyormuş. Hayvanların da kutsal bir görev aldıklarını düşünüyorlar. Bu işlerinden içinden çıkmak, turist halimizle yüzyıllardır süre gelen geleneklere karşı “Ne yapıyorsunuz siz?” demek maalesef o kadar kolay değil. O yüzden Kandy’ye festival tarihleri dışında gitmenizi tavsiye ederim.
Fakat olur da denk gelirseniz sakın önceden dünyanın parasına bilet almayın (biz neyse ki bu kerizliği yapmadık – en azından), çok erken gidip yer kaparak geçit törenini bedavaya izleyebilir ya da son dakika indirimlerinden yararlanarak ucuza bir sandalye kapabilirsiniz.
Şimdi kısa bir pastane ziyareti sonrası, Fatih’in rotasını takip etmeye ne dersiniz? Ah, evet Sri Lanka’da aldığımız 5 derse gelince:
– Bir yere rezervasyon yaparken kaç kişi yorum yazmış mutlaka bak
– Budist rahiplerle konuşma
– Kahve içme
– Fillere saygı duy
– Böbrekleri koru
Gideceklere iyi yolculuklar!
Dünyanın dört bir yanını dolaşmış Duygu Can’ın gezi bloğundaki, ilginç yazılara da göz atmanızı tavsiye ederim. Instagram hesabı için https://www.instagram.com/duyguhamfendi/
1 Yorum
Merhaba darı, Günümüzde sağlıklı mısınız, böbrek bağışına hazır olduğunuzu biliyorsanız (birincil masraflarla 500.000 dolar ödersiniz), hayatınızı kurtararak maddi hayatınızı değiştirmek ister misiniz, bağış yapın ve bağış yapın. Acilen 17 böbrek bağışı için acilen böbrek hastanemize acele ediyoruz.
Talebinizi doktorunuza yazın: doktoryekterkidneytransplant@gmail.com
Değil: ameliyat için seyahat etmeye hazır ve sadece sağlıklı insanlar
Hasan Yekter.
doktoryekterkidneytransplant@gmail.com