Sağanak yağmurla göle dönen kaldırımlardaki kırık taşlara bata çıka Buenos Aires’in pek de tekin olmayan mahallelerin yakınındaki otobüs istasyonuna kendimi atıyorum. Bu sefer istikamet Patagonya! Haritada ismini bile bilmediğim şehirler var ama kıtanın en ucundaki Ushuaia, bana gülümsüyor. Fakat Ushuaia çok uzakta. Oraya gitmeden önce iki şehir arasında nefes almak için bir yer bakıyorum. Evet, tam Buenos Aires ve Ushuaia’nın orta yerinde bir şehir var! Puerto Madryn. Oraya gidiyorum! Bu yazımda Patagonya hakkında bilgi, gezi notları ve fotoğrafları bulabilirsiniz.

Patagonya Gezisi

Buenos Aires’ten çıktıktan sonra yol boyunca irili ufaklı kasabalar arasından geçiyoruz. Bir şey hiç değişmiyor; sağlı sollu sonsuz bir çit! Muhtemelen dünyanın en uzun çitini izleyerek yol alıyoruz (bkz: guinness rekorlar kitabı – kesin böyle bir rekor vardır). Bu çitler hayvanların yola geçmesini önlemek için konulmuş. Patagonya’ya gelmeden milyonlarca küçükbaş, büyükbaş hayvan görüyorum. Arjantin’de et fiyatlarının neden bu kadar ucuz olduğu şimdi anlaşıldı.

buenos aires puerto madryn otobüsü
Patagonya otobüsü

Patagonya isminin nereden geldiğine dair bir sürü hikaye olsa da bana en mantıklı geleni, İspanyolların buraya ilk geldiklerinde Tehuelche Kabilesi ile karşılaşmaları ve Tehuelche’lerin uzun boyları ve iri görüntüleri karşısında kabileye, o dönemin İspanyol hikayelerinde bolca geçen Patagon isimli devin ismini vermeleri. Yani devlerin bir ülkesi.. Uçsuz bucaksız, sonsuz bir çöl, Patagonya.

Dev çiftlikler, sonsuz çalılıklar arasında yolumuza devam ediyoruz. 21 saat süren, gayet rahat otobüs yolculuğunun ardından Patagonya’nın giriş kapısı Puerto Madryn şehrine ulaşıyoruz. Şehrin ne kadar büyük olduğunu bilmediğimden bir remis’e (Arjantin’de taksilere “remis” deniyor) atlıyorum. 2 dakika sonra hosteldeyim. Tahminimden küçükmüş. 🙂

Hi Patagonia hosteli
Hi Patagonia hosteli
Puerto Madryn
Puerto Madryn Şehri

Hostelin ismi, Hi Patagonia! Daha güzel bir isim olamaz gerçekten. Merhaba, Patagonya! Güney Amerika’da ödediğim en yüksek ücreti ödüyorum bu hostele. Yatak fiyatı 35 dolar! Elinde mate çayıyla, kel kafalı, kısa boylu, cin bakışlı Gaston karşılıyor beni. Gaston’la hemen iyi arkadaş oluyoruz. Uzun uzun sohbet edip, bol bol gülüyoruz. Bir gün buralara yolunuz düşerse Gaston’u es geçmeyin. Sayesinde Puerto Madryn hakkında bir çok bilgi alıyorum.

Gaston reyiz
Gaston reyiz

Puerto Madryn Gezi Notları

Şehir 1865 yılında Mimosa isimli tekneleriyle buraya göçen 153 Gallerli tarafından kuruluyor. Bu 153 kişi, İngilizlere karşı başarısız olan bağımsızlık hareketi ve parlamento tarafından Galce’nin yasaklanmasından sonra Britanya’dan çok uzakta bir yere kaçmak istiyorlar ve burayı buluyorlar. Gerçekten de iyi karar. Daha uzağa kaçamazlardı herhalde. 🙂 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Patagonya’ya kaçan Nazileri duymuştum ama bu daha bir ilginç geliyor. Güney Amerika seyahatim boyunca Bolivya’da Amişlere, Peru’da Yahudilere, Şili’de Alman asıllı insanlara rastlıyorum. Güney Amerika tarihi dünyanın her yerinden ilginç göç hikayeleriyle dolu.

Puerto Madryn
Puerto Madryn
Puerto Madryn sahili
Puerto Madryn sahili

Puerto Madryn’in geniş bir plajı var. Hava da mükemmel. Sao Paulo’dan beri yoldayım ve hala Güney Amerika’da yüzmüş değilim. Şortumu giyip hemen sahile koşuyorum. Hava sıcaklığı 30 derece olmasına rağmen Atlas Okyanusu buz gibi. En fazla 10 dakika dayanıp hemen çıkıyorum denizden. Sahil cıvıl cıvıl. Deportivo Madryn kulübü taraftarları şarkılar söylüyor, gençler kaykay sürüyorlar, çocuklu aileler piknik yapıyorlar. Şehrin sıcakkanlı insanlarıyla sohbet ede ede birkaç saat dolaştıktan sonra hostelime geri dönüyorum.

Türkçe'sini yazmamı istedi, ben de yazdım :)
Türkçe’sini yazmamı istedi, ben de yazdım. Umarım doğrudur. 🙂

Gaston, tavsiye ettiği Peninsula Valdes turunu ayarlamış bile. Sabah gelip alacaklar seni diyor. Burada turlar çok pahalı. Deniz aslanlarıyla yüzebileceğiniz kısa bir tur var mesela. Deniz aslanı kolonisiyle yüzmek istesem de havanın müsait olmaması nedeniyle tur iptal oluyor. Güneyde penguen kolonilerini izleyebileceğiniz Punta Tombo turu ve kuzeyde Valdes Yarımadası turu var. Valdes Yarımadası turunu seçiyorum ama balina sezonu olmadığı için ne yazık ki deniz aslanları ve penguenlerle idare edeceğim ama öncesinde yemek yemem lazım 🙂

Akşam yemeği için hostelin olduğu caddedeki bir fırına gidiyorum. Fırının ismini net hatırlayamıyorum (belki ismi bile yok) ama bu kısmı not edin. 🙂 Hostelden şehir merkezine doğru 200 metre yürüyünce sağda. Burası restoran değil, masalar yok. Sadece empanada ve pizza yapıyor ama dünyada yiyebileceğiniz en iyi empanadalar ve pizzalar kesinlikle burada. 🙂 Özellikle rokfor peynirli olanlar. Ağızları sulandırıp diyet yapanların günahına girdikten sonra artık Valdes Yarımadası’na gidebiliriz.

arjantin mutfağı
Dünyanın en lezzetli empanadaları

Valdez Yarımadası

Eski bir minibüsten, kısa boylu ve esmer bir kadın, Qué tal? diye bağırıyor. Muy Bien! diyorum uykulu bir şekilde. Lulu’nun enerjisine 30 saniye maruz kaldıktan sonra uyanmamak mümkün değil. 10 dakika sonra Lulu ve minibüsteki Japonlarla birlikte Hasta Siempre söylüyor halde buluyorum kendimi. Müthiş bir insan! Lulu, Valdez Yarımadası turu boyunca rehberimiz ve enerji kaynağımız oluyor.

Rehberimiz Lulu
Rehberimiz Lulu
Mao ve annesi
Mao ve annesi

Valdez Yarımadası, Arjantin’in Atlantik Okyanusu boyunca uzanan doğu sahilinde hayvanlar için bir durak noktası. Yarımadada bulunan San Jose ve Nuevo Körfezleri, balinalara, penguenlere, deniz aslanlarına, deniz fillerine, orkalara, foklara ve birçok hayvana Antartika’ya doğru uzanan yolculuklarında çiftleşmek, avlanmak ve yavrulamak için doğal bir barınak sağlıyor.

Peninsula Valdes haritası
Peninsula Valdes haritası

İlk olarak Ecocentro isimli müzeye gidiyoruz. Ecocentro, deniz yaşamı müzesi. Buradaki rehberimizden Patagonya’daki deniz ekosistemi hakkında bilgiler alıyoruz. Güzel de bir kulesi var Ecocentro’nun. Şanslıysanız, muhteşem bir deniz manzarasını izlerken balinaları bile görebilirsiniz. Biz şanslı değildik, çünkü balina sezonu değilmiş. Balinalar yerine sert rüzgarlara karşı uçmaya çalışan küçük kuşları izledim. Nedenini anlamadım ama rüzgar onları savurana kadar inatla uçmaya çalışıyorlardı. Doğanın her zaman bir nedeni vardır ama hep başarısız gibi görünen bu uçuşların anlamını hala çözemedim.

Balina iskeleti, Ecocentro - Arjantin
Balina iskeleti, Ecocentro – Arjantin
Balina izleme gezisi - Puerto Piramides
Balina izleme gezisi – Puerto Piramides

Buradan yarımadadaki tek yerleşim olan Puerto Piramides kasabasına gidiyoruz. Bir tane ana caddenin olduğu, 300 kişinin yaşadığı küçük bir köy burası. Hep beraber hem restoran hem de seyahat acentası olan bir yere oturuyoruz. Genç bir kadın, “normalde balina sezonu olmadığını fakat çok büyük bir şans eseri körfezde birkaç balina olduğunu” söylüyor. Evet, turu satın alırken de aynısını söylemişlerdi, hatta Türkiye’den Patagonya’ya gelip de balina göremeyeceğim için bayağı üzülmüştüm. Hemen tekneye atlayıp “sürpriz” balinaların peşine takılıyoruz. Yolda arkadaş olduğum Mao ve annesi de benimle geliyorlar.

Southern Right Whale - Güney Gerçek Balinası
Southern Right Whale – Güney Gerçek Balinası

Güney Gerçek Balinaları

Gözlerime inanamıyorum! 20 tane en az 17 metre boyunda, 60 ton ağırlığında güney gerçek balinası kuyruklarıyla denizi döverek selamlıyor bizi! Gerçekten çok şanslıyız çünkü bu mevsimde kesinlikle burada olmuyorlar. Saatlerce yolunu şaşırmış bu sevimli devlerin peşlerine takılıyoruz. Tekne okyanusun dev dalgalarında sallanıyor. Bazılarını deniz tutuyor ama yılmak yok hayatta balinalarla her gün karşılaşmıyoruz (tabii beni deniz tutmadığı için sıkıntı yok).

Balina izleme turu, Puerto Madryn
Balina izleme turu, Puerto Madryn

Biz ne kadar meraklıysak aslında balinalar da o kadar meraklı. Bir tanesi gruptan ayrılıyor ve teknemize doğru geliyor. Bu arada ben hep balinayı çağırıyorum. Hatta rehber bir ara “kedi mi bu çağırıyorsun?” diye şakalaşıyor benimle. 🙂 Balina birdenbire gözden kayboluyor. Ben elimde kameram çağırmaya devam ediyorum. Benim sesimi takip ettiğinden midir(!) yoksa büyük bir şans eseri midir bilinmez kaybolan balina birden yüzeye çıkıyor!

Evet, balinayla yüz yüze geliyorum. Nefesim kesiliyor. Hayatım boyunca unutamayacağım, inanılmaz bir an gerçekleşiyor. Yeryüzünde sadece 10.000 tane kalan Güney Gerçek Balinası dokunacak mesafeye geliyor! Bize sakın dokunmayın diyen rehberimiz dayanamayıp dokunuyor. 🙂 Kadın, orada doğmuş, büyümüş ama o bile heyecanlanıyor. Bu tarz bir balina turuna Sri Lanka’da da katılmıştım ama çok çok uzaktan görebilmiştim balinaları.

Balina turunda rastladığımız yalnız bir denizaslanı
Balina turunda rastladığımız yalnız bir denizaslanı

Antoine de Saint-Exupery ve Charles Darwin’i büyüleyen Patagonya beni de büyük bir sürprizle karşılıyor. Balinalarla geçirdiğimiz birkaç güzel saatten sonra minibüsümüze dönüyoruz. Lulu’ya heyecanla anlatıyorum balinaları 🙂

Guanakolar
Guanakolar
Patagonya seyahati
Patagonya seyahati

Patagonya Seyahati

Sağımızda solumuzda koşturan guanakolar (Güney Amerika’ya özgü devegillerden bir hayvan) eşliğinde yarımadanın en kuzey noktası olan Punta Norte’ye doğru yol alıyoruz. Punta Norte’de Japon arkadaşlarımla beraber küçük bir yürüyüş yapıyoruz. Tepeden uçsuz bucaksız dev sahili ve güneşlenen yeleli denizaslanlarını, deniz fillerini izliyoruz. Punta Norte’den katil balinalar yani orkalar da izlenebiliyor ama mevsimi değil. Şansımızı zorlamıyoruz bu sefer. Tabii görsek fena olmazdı.

Punta Norte
Punta Norte
Patagonya
Deniz Filleri, Patagonya
Patagonya gezi notları
Patagonya gezi notları

Burada öğlen yemeğini yedikten sonra Magellan penguenlerini görmek için Calleta Valdes’e uğruyoruz. Burada da sahil çok geniş ve gördüğüm hiçbir yere benzemiyor. Hayatımda ilk defa penguen görüyorum ve penguenlere dokunacak kadar yaklaşıyoruz fakat dokunmuyoruz.

Magellan penguenleri, Punta del Norte
Magellan penguenleri, Calleta Valdes
Magellan penguenleri
Calleta Valdes
Peninsula Valdes
Peninsula Valdes

Penguenlerle, balinalarla, denizaslanlarıyla geçen, yeni dostlar edindiğim muhteşem bir günden sonra Puerto Madryn şehrine dönüyorum. Dolunay var ve inanın bana Patagonya dolunayı gördüğünüz hiçbir dolunaya benzemiyor. Bir bira kapıp dolunayı izliyorum.

Patagonya'da dolunay
Patagonya’da dolunay

Hostele döndüğümde Gaston reyiz hala orada duruyor. “Gaston, Ushuaia’ya nasıl gideceğim?” diye soruyorum. “Trelew’den uçaklar var.” diyor. Yok yahu otobüsle gideceğim deyince gülüyor ve o kadar yol otobüsle gidilir mi, yol boyunca hiçbir şey yok, sıkılırsın diyor. Ee işte işin güzel tarafı da hiçbir şey olmaması zaten. Patagonya’ya bunun için geldim 🙂

Sabah erkenden aşık olduğum fırından paket paket empanadaları, pizzaları depolayıp 36 saat sürecek Ushuaia yolculuğuna çıkıyorum. Dünyanın sonu için son 36 saat!

 

4 Yorum

  1. 2010 yılından itibaren twitter hesabınızdan takip ediyorum. Gezdiginiz her yeni yeri, gördüğünüz her yeni çehreyi paylaştığınızda mutlu olanlardanim. Gezmenin, keşfetmenin muhakkak maddi olanaklarla doğrudan ilgili olduğu yadsınamaz bir gerçek.Ancak yanlış hatırlamıyorum umarım Güney Afrika gezinizde gecenin üçünde kalkacak şekilde saatinizi ayarlayıp yollara düşmeniz sadece parayla aciklanamayacak bir tutku ve de öz disiplinin göstergesi.Yani sözün özü paylaşımlarınız ve de bilgilendirmeniz için teşekkürler.

  2. Okullarda yurt dışı gezilerinin zorunlu olduğu bir ülke hayal etmisimdir her zaman .Sizin Ve başka gezginlerin yolculuklarını takip ettikçe,gezen insanların hayata karşı .sergiledikleri duruşu gördükçe bir kez daha anlıyorum ki hicbir şey oturduğumuz yerden bize görünen gibi değil.Keşfetmek tek gerçek eylem.Blogunuzu zevkle takip edeceğiz,var olun sevgili Fatih.

Yorum Bırakın